Yağmuruñ dokunuşunu duyduğuñ gibi,
Toprağıñ kokusunu aldığıñ gibi,
Göñlüñde bir sağanak olduğunu bileceksin.
İşte! O zaman sen de séveceksin!
Fırtınanıñ yalñızca deñizde kopmayacağını öğreneceksin.
Kavrulacak göñlüñ, sıcaklık yalñızca güneşte olmaz diyeceksin.
Eliñ ulaşmayacak, dağlar bile kavuşur bileceksin.
İşte! O zaman sen de özleyeceksin!
Kuşlar gibi uçup varmak isteyeceksin.
Belki onlarla göç étmeyi bile dileyeceksin.
Kuşlar démese de, arkadaşlarıñ sana deli diyecek.
İşte! O zaman sen de yanacaksın!
Sévginiñ éşsiz olduğunu haykıracaksın.
Séven séver de, sévilen ne éder diye sorgulayacaksın.
Umutlarıñ seni küle çévirecek.
İşte! O zaman sen de dile geleceksin!
Güneşin doğuşunu izleyip mutlu olacaksın.
Bulutları pamuğa beñzeteceksin.
Güzellikleri anımsayacaksın, özellikle de gülümsemesini.
İşte! O zaman sen de güleceksin.
Bir derviş dérsin belki kendine.
Bir sévgi yolcusu diye de niteledirebilirsin.
Sen de séveceksin bir gün, diye yola düşeceksin.
İşte! O zaman sen séveceksin!
8.9.13 - İstanbul
8 Eylül 2013 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder